belgin temur
Masum Tacizci
Çocuğunuz erkekse, 3-6 yaş grubuna girdiğinde sizin ve çevrenizdeki kadınların artık hiç kurtuluşu yok demektir! Saç, göğüs, bacak, çorap, topuk....Bir uzuv ya da bir giysiyle mutlaka onun cinsel gelişimine hizmet edeceksiniz!
Belgin Temur, anne-babanın sağlıklı model oluşturmadaki önemini vurgulayarak şunları söylüyor: “Çocuk, 2-3 yaşından itibaren sözel anlatım yeteneğini kazanır. Ailenin bu dönemdeki müdahaleci tutumu, çocukta kararsızlık ve utanç gelişimine etki edebilir. 3-6 yaş arası çocuklarda mastürbasyon etkinliğine rastlanmaktadır. Bu, çocuğun gelişim dönemine ait bir ihtiyaçtan kaynaklanır. Kız çocuk babaya, erkek çocuk anneye sevgi ve bağlılık hisseder. Bu dönem, aynı zamanda çocuğun çeşitli yetişkin rolleriyle özdeşleşmeye başladığı bir dönemdir. Toplumsal çevre bilinci geliştikçe, çocuk cinsel doğasını anlamaya başlar ve aynı cinsten anne-babasının oynadığı rolü kazanmayı ister...”
Kabul etmek isteseniz de istemeseniz de, artık evde eşinizle sizin rollerinize rakip ve bunu cinsellik yoluyla keşfetmeye yönelen “masum küçük bir kadın” veya “masum küçük erkek” daha yaşıyor! Ve en büyük silahı da, siz daha akıllı davranıp hedefi doğru noktalara taşıyamazsanız, “merakı”!...
Keşif Çatışması...
Onu, yine Belgin Temur’un açıklamalarıyla tanıyalım: “Bu dönemde erkek çocuk anneyi, kız çocuk da babayı sürekli izler. Özellikle onları çıplak görmek eğilimindedir. Bu, kendisiyle ilgili farklılığı anlamaya yönelik bir keşif çalışmasıdır ve çocuk için en doğal deneyimdir. Eğer bu aşamada bir engelleme veya ceza ile karşılaşırsa bu konudaki merakı artacak ve daha yakın temasa yönelecektir. Bu noktadaki yasaklar ve azarlanmalar, çocuğun konuya ilişkin ilgisinin, ihtiyacının ve farklılığın “kötü”, “kabul edilmez” olduğu sonucunu çıkarmasına neden olabilir. Çocukların cinsel farklılıklara ilişkin merakları, bu anlamda kendi cinsiyetlerini ve bu cinsiyete ait fonksiyonları tanımak ve öğrenmek istemeleri, tıpkı yemek yemek, uyumak gibi doğal bir ihtiyaçtır. Çocuk bu konuyla ilgili her türlü sorusuna anında ve doğru yanıtlar almalıdır. Anne-baba, konunun doğal, kabul edilebilir olduğu mesajını vermeli ve gerekirse kendi aralarındaki ilişkiyi çocuğun anlayabileceği düzeyde gerçeklerden uzaklaşmadan anlatmalıdır. Çocuk bebeklik döneminde kendi doğallığı içinde anne-babasının bedeni ile tanışırsa ileride bu konuda aşırı merakı kalmayacaktır.”
Yaklaşım Çok Önemli
Temur’un verdiği bilgilere göre çocuğunuzdaki cinselliğe yönelik gelişim, son derece doğal bir aşama....... Ancak bunun “doğal”lık derecesini belirleyen de yine sizin tutum ve davranışlarınız. Örneğin televizyon izlerken kadın-erkek ilişkisinde cinselliği vurgulayan bir sahne çıktığında çocuğa hiçbir geçerli açıklama- “Ben bu filmden hiçbir şey anlamadım. Başka kanallara bakalım mı?” gibi- yapmadan hemen kanal değiştiriliyorsa; giyinirken odaya, size bir şey sormak amacıyla girdiğinde, “çok üşüdüm, aman acele giyineyim” şeklinde doğal gerekçelerle örtünme yerine, aşırı tepki gösteriyor ve derhal odadan çıkmasını söylüyorsanız; zaten çocuk bu konudaki ayıp ve yasakları hafızasının bir köşesine kaydediyor demektir. Üstelik bu kayıt sadece sizin değil, yakın çevredeki insanların tepkileriyle de son derece zengin bir hale geliyor.
Peki, ne yapmalı, nasıl davranmalı?... Bu dönemde anneye düşen en önemli sorumluluk, çocuğa olan bağımlılığından kurtulması... Böylece onun da, size olan bağımlığını ortadan kaldırabilirsiniz. Ayrıca onu engellediğinizde, simgesel kabul edilen saldırganlık gösterileri yaptığında hoşgörülü ve anlayışlı olmanız ve onu “kız çocuk” veya “erkek çocuk” rolüyle kabul edip onaylamanız son derece önemli davranış biçimleri arasında yer alıyor.
Acaba Neler Hissediyor?
Yine Belgin Temur’un açıklamalarına dönelim: “Çocuk için erkek ve dişi anlamları bizim kullandığımız gibi soyut değerler değildir ve bir taklitten ibarettir. Bununla beraber, 3 yaşındaki çocuk kendisinin kız mı, erkek mi olduğunu anlayabilir. Çünkü çevresindekiler böyle söylemektedir. Karşı cinsten kardeşi olan çocuklar, bu ayırımı daha kolay fark eder. Yine 3-4 yaş civarı çocuklar, kendi cinsel organlarını keşfeder ve duyarlılığı hissederler. Bu erkek çocuklarda daha erken olur. Organlarına dokunduklarında kuşku ve merak duyarlar. Bu aşamada yasakların konulması çocukların sık sık saklanmalarına, yalnız kalıp durularını tek başlarına keşfetmeye yönelik çaba harcamalarına neden olur. Yetişkinler, bu gelişme karşısında “dokunma, ayıp ellenmez” derler ya da özellikle erkek çocuklarına “ellersen keserim; kopar” gibi son derece hatalı uyarılarda bulunuyor. Oysa çocuk kendi cinsel organına dokunduğunda amacı yalnızca onun varlığından emin olmak ve hele erkek çocuksa yerinde durduğundan emin olmaktır. Bu durumda asla kopmaktan, kesmekten söz edilmemelidir. Bağırıp, azarlamak ise ancak bunun “alışkanlık” haline gelmesine yardımcı olur. Tepkisiz kalmak tercih edilmelidir. Ancak süreklilik halini almışsa ve çocuğun sosyal yaşantısını etkiler hale gelmişse, altında bir sorun olabileceği düşünülerek profesyonel bir yardıma başvurmalıdır.”
Nasıl Davranmalısınız?
* Meraklarını erteleme, bekletme, engelleme yöntemlerine başvurmadan, anında giderme yolunu tercih etmeniz gerekiyor.
* Onun için sakıncalı bir durumla karşılaştığınızda veya görmesini istemediğiniz bir şey varsa, ilgisini makul gerekçelerle başka yöne çekmeye çalışın.
* Tekrarlanan bir davranış karşısında yapacağınız açıklama, algılayabilme yeteneklerinin dışına çıkıyorsa, aşırı reaksiyon göstereceğinize “tepkisizliği” tercih edin ve görmezden gelin.
* Cinsel organını sık ellediğini görüyorsanız asla “yakmaktan”, “kesmekten”, “kopmaktan”, söz etmeyin. Zaten kendi içinde o, bu kaygıyı taşıyor.
* Çocuğunuzu “kız çocuk” ve “erkek çocuk” rolleriyle kabul edip, onaylayın. Bu, doğal bir biçimde, davranışlarınız yoluyla ona da yansıyacaktır.
* Çocuktaki engellenmenin, bağımlılığın ve saldırganlığın simgesel anlatımları karşısında hoşgörülü ve anlayışlı davranmaya çalışın.
* Tavırlar ciddi süreklilik kazanmışsa ve çocuğunuzun sosyal yaşamını etkiler hale gelmişse, profesyonel bir yardım almanız gerekiyor demektir.