tuğba gürçağ yarız
Öğrenme Güçlüğü
ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ YAŞAYAN ÇOCUKLARIN EBEVEYNLERİNDEN SIKLIKLA DUYULAN SÖZLER
* “Günleri, ayları ve mevsimleri öğrenebilecek mi?”
* “Niye okulda iyi değil?”
* “‘dede’ yi neden ‘bebe’ diye okuyor?”
* “b ve d harfleri arasındaki farkı göremiyor mu? Neden okuyamıyor?”
* “Dört farklı çatematik probleminin hepsine birden neden aynı cevabı veriyor?”
* “Çok iyi bir çocuk, çok çalışıyor ama neden yapamıyor?”
Okulda başarısızlık, çocukların ruh sağlığını ve aile içi ilişkileri olumsuz yönde etkileyen bir sorundur. Okul ve uyum sorunları nedeniyle pek çok aile, çocuk ruh sağlığı ile uğraşan uzmanlara başvurmaktadır. Okula başlayan bir çocuktan beklenen, okuma ve yazma becerilerini kazanmasıdır. Çocuğun başarılı olması demek, bu becerileri kazanması demektir. Bu nedenle okul çağı çocuğunun ilk görevi öğrenmedir. Öğrenme, kısaca bilginin kazanılması olarak tanımlanabilir. Öğrenme sorunları da çocuğun bilgiyi kazanırken güçlüğe uğramasıyla ortaya çıkar.
ÖĞRENME SORUNLARI
Öğrenme sorunları genel bir bakış açısı ile bakıldığı zaman temel olarak iki alt grupta incelenebilir. Birinci grup sorunların kaynağı bireyin kendisidir. İkinci grup ise çevreden ve çevresel faktörler nedeniyle ortaya çıkan öğrenme sorunlarıdır.
1)Bireyden kaynaklanan
* Zeka gerilikleri
* Duyusal özürler
* Duyusal sorunlar
* Nörolojik özürler
* Ortopediler
* Motivasyon eksikliği
* ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ
2)Çevreden kaynaklanan
*Aile içi çatışmalar
*Sosyo-kültürel yetersizlik
*Ekonomik dezavantajlar
*Okul-öğretmen kaynaklı faktörler
*Eğitim programı faktörleri
ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ NEDİR?
“Öğrenme Bozukluğu” ilk kez 1962 yılında Kirk tarafından tanımlanmıştır. Kirk’e göre Öğrenme Bozukluğu; “Serebral, duygusal ya da davranışsal bozukluktan kaynaklanan konuşma, dil, okuma, yazma, aritmetik ve diğer okul becerilerinden birinin ya da birden çoğunun gelişiminde gecikme, bozukluk ya da geriliktir. Bu durum zeka geriliğinin, duyusal kusurun ya da kültürel faktörlerin bir sonucu değildir.”
Bateman’ın 1965 yılındaki tanımına göre; “Öğrenme sürecinde temel bozukluklara bağlı olarak ortaya çıkan ve zihinsel potansiyelinden beklenen başarı ile o andaki okul başarısı arasında anlamlı farklılıklar bulunan çocuklar, öğrenme bozukluğu olan çocuklardır.
1968 yılında ACHC’ nin (Amerika Ulusal Özürlü Çocuklar Danışma Kurulu) yaptığı tanıma göre: “Özel Öğrenme Bozukluğu olan çocukların anlama, yazılı ve sözlü dili kullanma gibi temel psikolojik süreçlerin bir ya da daha çoğunda bozukluk görülmektedir.”
Son yıllarda en çok kabul gören tanım, 1988’de ABD Ulusal Öğrenme Güçlüğü Birleşik Komitesi’nin (NJCLD) yaptığı tanımdır. Bu tanıma göre: “Öğrenme Güçlüğü genel bir terimdir ve dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerinin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren heterojen bir bozukluk grubudur.” Bu güçlük, bireyin yaradılışı ve merkezi sinir sistemi (MSS) ile ilgilidir. Bu bozukluğun etkileri bireye; kendini idare etme, sosyal algılama, sosyal etkileşim gibi alanlarda sorunlar yaşatabilmektedir.
ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ’NÜN TERMİNOLOJİSİ
1940’lardan önce öğrenme güçlüğü olan çocuklar; zihinsel özürlü, duygusal sorunlu ya da kültür yoksunu olarak adlandırılmaktaydı ve bu rahatsızlığın temeli olarak beyin hasarı gösterilmekteydi. Bu bozukluğa ‘Minimal Beyin Hasarı-Minimal Beyin Disfonksiyonu(MBD)’ adı verilmiştir.
1966’da MBD şöyle tanımlanmıştır: “MSS fonksiyonlarında sapmayla kendini gösteren, normal yada normal üstü zekaya sahip, öğrenme ya da davranış soruları olan çocuklardaki durum.”
Özel eğitimcilerin, pedagogların ve psikologların da konu ile ilgilenmesi ile birlikte okuma sorunlarına disleksi(dyslexia), yazma sorunlarına disgrafi(dysgraphia, matematik sorunlarına diskalküli(dyscalculia) adları verilmeye başlanmıştır. Daha sonraları tüm bu sorunların ortak ismi olarak “Öğrenme Güçlüğü” ortaya atılmıştır.
Günümüzde öğrenme güçlüğÜ-öğrenme bozukluğu kavramları arasındaki karmaşa halen devam etmektedir. Ancak bu iki kavram arasındaki farklılıklar şu şekilde özetlenebilir. Öğrenme Güçlüğü kavramı, eğitimsel yönü ve bir engeli vurgularken, Öğrenme Bozukluğu kavramı, bir patolojiyi, etyolojiyi ve tedavi yönlerini vurgulamaktadır.
ÖĞRENME SÜRECİNDE GÜÇLÜK ÇIKABİLECEK ALANLAR
* Dinleme
* Düşünme
* Sözlü dili kullanma
* Algılama
* Bilgiyi organize etme
* Bilgiyi depolama
* Bilgiyi tekrarlama
* Okuma
* Yazma
* Matematik
* İmla
* İletişim kurma
* Mekanı kullanma
* Sosyal beceriler
ÖĞRENME BOZUKLUKLARININ SIKLIĞI
Öğrenme Bozuklukları’nın sıklığı, kullanılan tanımlara ve bilgilenmeye bağlı olarak %2-10 arası değişiklik göstermektedir. Bazı kaynaklarda bu oran %5-10 arası olarak ta gösterilmektedir.
Türkiye’de okula devam eden çocuk nüfusunun %1-30’unda Öğrenme Bozukluğu görülmektedir. Yaklaşık olarak ortalama her sınıfa 2-4 Öğrenme Bozukluğu vakası düşmektedir. Erkeklerde bu bozukluk kızlara oranla 4-6 kat daha fazla görülmektedir.
ÖĞRENME BOZUKLUKLARININ ETYOLOJİSİ
* Fizyolojik Faktörler:
* genetik özellikler: Öğrenme Bozukluğu tanısı alan çocukların %52-89’unun aile öyküleri pozitif çıkmaktadır. Ayrıca yapılan araştırmalara göre monogot ikizler arasında yüksek konkordans görülmektedir.
* nörolojik faktörler: Geschwind Varsayımı’na göre beynin sağ hemisferi daha hızlı gelişmektedir. Bu hızlı gelişim, beynin sol hemisferinin gelişimini olumsuz yönde etkilemekte ve engellemektedir. Bu olumsuzluklar öğrenmeyi de olumsuz yönde etkilemektedir. Öğrenme bilgi-işlem-depolama-geri çağırma sıralamasıyla edinilmekte ve kullanılmaktadır (input-entegrasyon-bellek-output). Eğer bu aşamalardan herhangi bir tanesinde problem yaşanırsa bireyin öğrenme süreci olumsuz yönde etkilenmektedir. Eğer input aşamasında sorun varsa; görsel-işitsel-mekansal-dokunsal algıda bozukluklar görülmektedir. Eğer entegrasyon aşamasında sıkıntı varsa; sıralama, önce-sonra’yı ayırt etme, organizasyon becerisi, düzenli olma, soyutlama becerisi gibi alanlarda problem yaşanır. Eğer bellek aşamasında problem varsa; çarpım tablosunu öğrenme, kısa süreli bellek gibi alanlarda sıkıntı yaşanır. Eğer output aşamasında problem varsa; kendini ifade etme, yazı yazma, koordinasyon gibi alanlarda problemler yaşanmaktadır.
* doğum öncesi-doğum sırası-doğum sonrası faktörleri: düşük riski, genç ya da yaşlı anne olma, infeksiyon hastalıkları, annenin ilaç kullanımı, ışına maruz kalma, ameliyat, gebelik kanamaları, 37 haftadan kısa-42 haftadan uzun gebelikler, kötü doğum şartları, yanlış anestezi, göbek kordon anomalileri, zor doğumlar, düşük doğum ağırlığı, annenin sigara-alkol kullanımı, demir eksikliği, toksik etkenler gibi faktörler öğrenmeyi etkilemektedir.
* Çevresel Faktörler:
* ailesel özellikler: anne-baba ve evde yaşayan diğer bireylerin özellikleri ve ev içi düzenlemeler öğrenme için çok önemli faktörlerdir.
* beslenme-sağlık-güvenlik: eğer çocuğun temel ihtiyaçları olan beslenme-sağlık ve güvenlik ihtiyaçları karşılanamıyor ise öğrenme ile ilgili sıkıntılar yaşanabilir.
* duyusal ve sosyal gelişim: eğer çocuğun çevresinde duyusal ve sosyal uyaran azlığı ya da fazlalığı dozunda değilse, bu öğrenmeyi olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
* Psikolojik Faktörler:
* Motivasyon: çocuğun öğrenmeye yönelik istek ve motivasyonu olumlu yönde ise çocuk okula ait becerilere olumlu bir yaklaşım sergiler. Ancak hep olumsuz yönde eleştiri alır ve olumlu yönde geribildirimle karşılaşmazsa bu durum çocuğun öğrenmeye yönelik motivasyonunu olumsuz yönde etkileyebilir.
* Algısal Faktörler: burada kast edilen çocuğun uyarıcılardan haberdar olması, uyarıcıları ayırt edebilmesi, hatırlaması ve uyarıcılara tepki vermesidir. Çocuk görsel-işitsel- dokunsal-kinestetik-mekansal uyaranları algılama, entegre etme, tanıma, uygun tepki verme gibi alanlarda sıkıntı yaşayabilirler.
ÖĞRENME BOZUKLUKLARININ SINIFLANDIRILMASI
DSM-4’e göre Öğrenme Bozuklukları 4 alt grupta ele alınmaktadır;
1) Okuma Bozukluğu
2) Matematik Bozukluğu
3) Yazılı Anlatım Bozukluğu
4) Başka Türlü Adlandırılmayan Öğrenme Bozukluğu
!!!!! Unutulmaması Gereken Önemli Bir Nokta !!!!!
Bir çocuğa Öğrenme Bozukluğu tanısını koyabilmek için;
* Bireysel olarak uygulanan zeka testiyle belirlenmiş, zihinsel kapasitesinden ve bulunduğu sınıf düzeyinde beklenen performansından düşük okuma-yazma-aritmetik becerisine sahip olmak
* Bu bozukluğun okul başarısını ve günlük hayatta bu becerileri kullanması gereken etkinlikleri olumsuz yönde etkilemesi
* Bu bozukluğun görme-işitme kusuruna ya da nörolojik bir bozukluğa bağlı olmaması gerekmektedir.
OKUMA BOZUKLUKLARI-DİSLEKSİ
(Dyslexia-Developmental Reading Disorder-Reading Disorder)
DSM-4 Tanı Ölçütleri:
* Bireysel olarak uygulanan standart doğru okuma ya da kavrama testleri ile ölçüldüğü üzere, kişinin kronolojik yaşı, ölçülen zeka düzeyi ve yaşına uygun aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda okuma başarısı beklenenin önemli ölçüde altındadır.
* Bu bozukluk okul başarısını ya da okuma becerilerini gerektiren günlük yaşam etkinliklerini önemli ölçüde bozar.
* Duyusal bir bozukluk varsa bile okuma zorluğu genellikle buna eşlik edenden çok daha fazladır.
Disleksi’de Sıkıntı Yaşanan Bazı Alanlar
* Okurken harf atlama (kara yerine kar okuma)
* Harflerin yerlerini değiştirme (ağır yerine ağrı okuma)
* Yavaş okuma
* Okuduğunu anlamama
* Okurken satır atlama
* Okuduğu satırı kaybetme ve takip etmekte zorlanma
* Kelime atlama
* Kelimeyi ters okuma (men yerine nem okuma)
* Kelimeyi tamamen yanlış okuma
* Okumayı sökememe ya da geç sökme
* Alfabeyi öğrenmede güçlük
*Harf karıştırma(b-d-p, m-n, u-ü, ı-i, s-ş)
* Okurken uydurma
Disleksi okula başlamadan nadiren fark edilen bir sıkıntıdır. Eğer çocuğun zekası parlak ise disleksinin fark edilme yaşı daha da ilerler.
MATEMATİK BOZUKLUĞU-DİSKALKÜLİ
(Mathematics Disorder-Dyscalculia)
DSM-4 Tanı Ölçütleri:
* Bireysel olarak uygulanan standart testler ile ölçüldüğü üzere, kişinin kronolojik yaşı, ölçülen zeka düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda matematiksel becerileri beklenenin önemli ölçüde altındadır.
* Bu bozukluk okul başarısını ya da matematik becerileri gerektiren günlük yaşam etkinliklerini önemli ölçüde bozar.
* Duyusal bir bozukluk varsa bile matematik becerisi sorunları genelde buna eşlik edenden çok daha fazladır.
Diskalküli’de Sıkıntı Yaşanan Bazı Alanlar
1) Dilbilgisi Becerileri
Matematiksel terimler
Matematiksel kavramlar
Yazılı problemi sembole dönüştürememe
2) Dikkat Becerileri
Şekil kopya edememe
Eldeli sayıları unutma
3) Algısal Beceriler
Sayı ve sembolleri tanıyamama ve-veya karıştırma
4) Matematiksel Beceriler
İşlem sırası
Çarpım tablosu
Obje sayma
Para hesabı
Diskalküli’nin görülme oranı tüm disleksililer içinde 1/5’tir. Ayrıca diskalküli ilkokula başlamadan genellikle fark edilmemektedir.
YAZILI ANLATIM BOZUKLUĞU-DİSGRAFİ
(Dysgraphia-Disorder Of Written Expression)
DSM-4 Tanı Ölçütleri:
* Bireysel olarak uygulanan standart testler ile ölçüldüğü üzere (ya da yazma becerilerinin işlevsel değerlendirmeleri), kişinin kronolojik yaşı, ölçülen zeka düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda yazma becerileri beklenene,n önemli ölçüde altındadır.
* Bu bozukluk okul başarısını ya da yazılı metin derlemeyi gerektiren günlük yaşam etkinliklerini önemli ölçüde bozar.
* Duyusal bir bozukluk varsa bile yazma becerisi sorunları genellikle buna eşlik edenden çok daha fazladır.
Disgrafi’de Sıkıntı Yaşanan Bazı Alanlar
* Yazı yazmada zorluk
* Kötü el yazısı
* Kötü kopya etme becerisi
* Dilbilgisi hataları
* Noktalama yanlışları
* Yazılı metin düzenleyememe
* Heceleme hataları
* İmla hataları
* Kompozisyonda zayıflık
* Harfleri ters yazma
* Yazarken kelime-harf atlama
* Harflerin yerlerini karıştırma-değiştirme
* Eksik ya da fazla harf yazma
* Kelimelerin yerlerini karıştırma
* Kelimeleri bitişik yazma
* Harfleri karıştırma
* Yavaş yazı hızı
* Gramer hataları
* Yazarken satır atlama-karıştırma-kaybetme
* Ayna görüntüde yazma
“Disleksi ve Disgrafi”lilerde Okuma Yazma Sırasında Sık Karşılaşılan Hata Tiplerine Örnekler
ya-ay
çubuk-çabuk
sahil-salih
dar-bar
anca-amca
bağ-dağ
9-6
36-63
BAŞKA TÜRLÜ ADLANDIRILAMAYAN ÖĞRENME BOZUKLUĞU
DSM-4’e göre; bu kategori herhangi özgül bir Öğrenme Bozukluğu için tanı ölçütlerini karşılamayan öğrenme bozuklukları için kullanılır. Bu kategori, kişinin takvim yaşı, ölçülen zeka düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda her bir bireysel beceriyi ölçen testteki başarı beklenenin önemli derecede altında olmamasına karşın, okul başarısını bir arada önemli ölçüde etkileyen her üç alandaki sorunları kapsayabilir.
ÖĞRENME GÜÇLÜKLERİNDE KOMORBİDİTE
Öğrenme Güçlüğü’nün motivasyon bozukluğu, düşük benlik saygısı, toplumsal becerilerde eksiklikler, davranım bozukluğu, karşıt olma-karşıt gelme bozukluğu, ADHD, depresif bozukluklar, distimik bozukluk, gelişimsel koordinasyon bozukluğu, dil gelişimi problemleri ile birlikte görünme olasılığı vardır. Öğrenme Güçlüklerinin %25-30’unda DEHB, DEHB’lerin %75-80’inde Öğrenme Güçlüğü görülmektedir.
Yetişkin hayatında Öğrenme Güçlüğü vakalarının %40’ı okulu terk ederken, bir çoğu uyum güçlükleri ve işsizlik sorunu yaşamaktadır. Ayrıca bir genetik yatkınlıkları ve gebelikte travma yaşama olasılıkları yüksektir.
ÖĞRENME GÜÇLÜKLERİNDE GÖRÜLEN SEMPTOMLAR
Hiçbir Öğrenme Bozukluğu vakası aşağıdaki semptomların hepsini taşımamaktadır. Aynı semptomu yaşayan vakalar bile sıkıntıları farklı düzeylerde yaşamaktadırlar. Her öğrenme bozukluğu vakası biriciktir.
* Zeka düzeyi: normal ya da normalin üzerindedir.
* Hareketlilik: elleri ayakları kıpır kıpırdır, yerlerinde oturamazlar veya bazıları çok yavaş hareket etmektedir.
* Dikkat sorunları: dikkatleri kısa sürelidir, kolayca dağılırlar, konsantrasyon güçlüğü yaşarlar.
* Koordinasyon sorunları ve el becerileri: göz-el koordinasyonu ile ilgili zorluklar yaşarlar. Sakar ve beceriksiz olarak etiketlenebilirler, motor koordinasyon becerileri gelişmemiş olabilir.
* Görsel algı sorunları: görsel ayrımlaştırma yetileri zayıftır. Ters yazma görülebilir(ya-ay). B-P-D harflerini karıştırırlar. Görsel hafızaları zayıftır. Görsel bütünlük kurmada zorlanırlar. Figür-zemin ilişkisi kurmada zorluk görülebilir. Harf ve satır atlama, uzaklık ve derinlik algılarında sıkıntı yaşanabilir.
* İşitsel algı sorunları: işitsel ayrımlaştırmada zorluk çekerler. Yönerge almakta zorlanırlar ve uygulayamazlar. V-F/ B-M karıştırırlar. Genelde dinlemiyor görünebilirler. Figür-zemin ilişkisi kurmakta zorlanabilirler (ders çalışırken çalan telefonu duymama gibi).
* Dil problemleri: Kendilerini ifade etmekte zorlanabilirler. Dil gelişimleri gecikebilir.
* Organizasyon bozukluğu: dağınıktırlar. Zamanı kullanmakta zorlanabilirler.
* Oryantasyon sorunları: yönlerle ilgili sıkıntı yaşarlar. Sağ-sol karıştırırlar. Mekanda yönelme becerileri gelişmemiş olabilir. Mesafe-ölçüm becerileri yeterince gelişmemiş olabilir.
* Zaman sorunları: zamanı ve zamana ilişkin kavramları karıştırırlar. Önce-sonra, dün-bugün kavramlarını birbirlerinin yerine kullanabilirler. Saati öğrenmekte zorlanırlar.
* Gecikmiş dominans veya çapraz lateralleşme sık görülür.
* Çalışma alışkanlıkları yetersizdir. Verimsiz ve yavaş çalışırlar.
* Sosyal ve duygusal davranış sorunları görülebilir. Dürtüsellik, engellenmeye tepki gösterme, değişikliğe uyum sağlamakta zorlanma, rekabetten hoşlanmama, arkadaş ilişkilerinde zorluklar, duygulanım değişiklikleri, beden imajların yönelik olumsuz algılar, benlik algılarına ilişkin negatif düşünceler gibi sıkıntılar yaşanabilir.
* Akademik becerilerde sıkıntılar görülür.
ÖĞRENME GÜÇLÜKLERİNE TANI KOYMA
* Aile ve okuldan alınan bilgiler tanı koyma aşamasında çok değerlidir.
* Tıbbi değerlendirme: patoloji olup olmadığını tespit etmek için yapılır. Mutlaka bir göz muayenesi ve işitme testi yaptırılması için aile yönlendirilir.
* Psiko-pedagojik değerlendirme: çocuklara zeka testleri(Wisc-r, Stanford-Binet), görsel algı testleri (Bender-Gestalt, Gesell, Frostig), dil gelişimi değerlendirmeleri (Peabody) Good Enough, Haris Latyeralleşme Testi gibi bazı envanterler uygulanır ve elde edilen tüm sonuçlar bir araya getirilerek bir değerlendirme yapılır.
ÖĞRENME BOZUKLUKLARINDA TEDAVİ
Öğrenme Bozukluklarının tedavisi bir ekip işidir. Aile-okul-uzman işbirliği içinde olmalıdır. Ancak bu şekilde sağlıklı bir sağaltım planı ayakta tutulabilir.
* Aile & Okul & Uzman işbirliği…
* Özel eğitim: kesinlikle sıkı bir takip ve desteğe ihtiyaç vardır.
* Eğer ihtiyaç varsa medikal destek de kullanılabilir.
Anne-babalara Öneriler:
* Öğrenme ile ilgili sıkıntılar yaşadığını düşündüğünüz çocuğunuzu gözlemleyin ve bu problem ile ilgili bir uzmana danışın.
* Çocuğunuzun yaşadığı bu sıkıntının onun sosyal ve akademik hayatını olumsuz yönde etkileyebileceğini unutmayın.
* Bu problemin tedavisinde uzman, okul, aile işbirliğinin önemini unutmayın.
* Çocuğunuzu yargılamayın, ona destek olun.