tuğba gürçağ yarız


Çocuklara Ödev Yapma Alışkanlığını Kazandırma

Ödev, çocuklarımızın okul çağına gelmesi ile birlikte sıklıkla karşılaştığımız bir kavramdır. Bazı aileler ve çocuklar için yapılması çok kolay ve keyifli olan ödevler, bazı aileler ve çocuklar için zorlanılan ve can sıkıcı bir “görev” olarak tanımlanabilmektedir.

Ödev, basit anlamıyla öğretmenlerin öğrencilere okul dışında yapmaları için verdiği çalışma demektir. Bütün anne-babalar çocuklarının ödevlerini kaliteli bir şekilde ve zamanında tamamlamalarını istemekte ve beklemektedirler. Aslında ödevler çocukların en önemli sorumluluklarından biridir. Bu bağlamda biz yetişkinlerin unutmaması gereken en önemli nokta; çocuklarımıza sorumluluk kazandırmak için okul ve ödevlerin başlamasını beklememek ve küçük yaşlardan itibaren çocuklarımızın yaş ve beceri düzeylerine uygun sorumlulukları çocuklarımıza vererek hem bu sorumlulukları hayata geçirmeleri için teşvik etmek hem de başarıları ve çabayı takdir ederek çocuklarımızın motivasyon düzeyini arttırma noktasında destekleyici olmaktır. Oyuncakları toplama, kendi yemeğini yeme, yemek masasını toplarken tabağını kaldırma gibi sorumluluklar, okul döneminde karşılaşılacak ödev yapma sorumluluğunun temellerinin atılmasına ve sisteminin oturtulmasına katkıda bulunacaktır.

Ev ödevlerinin veriliş amacı; çocukların sorumluluk kazanmasının yanı sıra çocukların ders sırasında öğrendiklerinin ev ortamında tekrar edilerek pekiştirilmesi ve bu bilgilerin uzun süreli belleğe kaydedilmesi, daha sonra öğrenilecek bilgiler için zemin hazırlanması, araştırma yapma ve kaynak kullanma becerilerinin geliştirilmesi ve bireysel çalışma becerilerinin gelişiminin sağlanmasıdır. Burada önemli olan nokta; ödevlerin çocukların akademik gelişim ve beceri düzeyine uygun olması ve derste öğrenilen bilgilerin içeriği ile ödevlerin içeriğinin birbiri ile örtüşüyor olmasıdır.

Özellikle eğitim-öğretim hayatına yeni başlayan çocuklar, ödev yapma konusunda sıkıntı yaşayabilmektedirler. Ödevin ne anlama geldiğini, ne zaman ve nasıl yapılacağını bilmeyen çocuklar için bu yeni “görev” biraz kafa karıştırıcı ve sıkıcı olabilir. Zaten bütün gün okul ortamında ders dinlemiş ve bilgi depolamış olan çocuklar için eve gelince de yine kitap ve defterlerle uğraşmak pek de eğlenceli olmayabilir. Bu nedenle anne-baba ve öğretmenlerin ödevler konusunda yapabilecekleri ilk şey; ödevin ne olduğunu, ne işe yaradığını ve ödev yapmanın faydalarını çocuklara anlatmak olmalıdır. 
Ödevin anlamını ve önem düzeyini özümseyen çocuklar yine de ödev yapma konusunda istekli olmayabilirler. “Ödevi nasıl yapacaklar, nereden başlayacaklar, ne kadar sürecek, nerede yapacaklar, eğer yapamazlarsa ne olacak?” gibi birçok soru, çocukların aklını kurcalayabilir. Özellikle öğrenme ve dikkat alanında zorlanma yaşayan çocuklar için okul sonrası bir de ödevlerle uğraşmak bir kabus halini alabilmektedir. Bu noktada ebeveynlerin çocuklarına ödevlerini nasıl yapacaklarını öğrenmek konusunda yardımcı olmaları ancak yardımcı olmanın destekleyici olmak olduğunu unutmamaları, çocuklarının yerine ödev yapmamaları, çocuklar ödev yaparken yanlarında olmaları ancak çocuklar zorlandığında tüm sorumluluğu almak yerine yol gösterici olmaları ve çocukları devam etmeleri ve denemeleri yönünde teşvik etmeleri çok önemlidir.

Ödev yapma ve verimli ders çalışma tekniklerinin uygulanarak hayata geçirilmesi konusundaki en önemli noktalar; günlük programın hazırlanması, uygun çalışma mekanının belirlenmesi, gereken materyallerin hazırlanması ve çalışma zaman dilimleri ile uygun çalışma programının hazırlanmasıdır.

Günlük programın hazırlanması: Günlük program kabaca ne zaman ne yapılacağının belirlenerek uygulanması anlamına gelmektedir. Çocuğun okuldan geliş saati ile birlikte dinlenme, yemek yeme, ödev yapma, oyun oynama, televizyon-bilgisayar, kitap okuma gibi her gün yaptığı etkinliklerin belirlenmesi ve neyin hangi saat diliminde yapılacağının belirlenerek uygulanması, hem çocuk hem aile için hayatın akışını düzenleyici bir planlamadır hem de çocukların zamanı kullanmayı öğrenme, planlama ve organizasyon ile sorumluluk alma ve uygulama becerilerinin gelişimini destekleyecektir. Günlük programı hazırlarken hangi maddelerin kullanılacağını ve hangi saat dilimine neyin yapılacağını belirleme işinde çocuğun da mutlaka söz sahibi olması gerekir çünkü bu program onun programı . Burada en önemli nokta; çocuğun dikkat süresi ve kalitesinin yüksek olduğu bir zaman dilimine “ödev yapma” maddesini yerleştirmektir. Çocuğun okul sonrası dinlenmesi ve bir şeyler yemesi sonrası ödev zamanını programa yerleştirmek uygun olabilir. Günlük programı hazırladıktan sonra çocukların rahatlıkla görebileceği bir yere asmak, çocuklar için uyarıcı ve hatırlatıcı olacaktır. Günlük programı uygulama noktasında anne-babalar çocukları teşvik edici bir rol sergilemelidir. Program hayata geçtikçe çocukları tebrik etmek, bu durumu beğendirdiğimizi onlara fark ettirmek, yapamadıkları veya yapmaya zorlandıkları durumlarda bunu açıkça konuşmak ve belki programı revize etmek işe yarayabilir.

Uygun çalışma mekanının belirlenmesi: Günlük program belirlendikten sonra sıra ders çalışma mekanının belirlenmesine gelir. Ders çalışma için en uygun mekan, eğer varsa çocuğun kendi odasıdır. Çocuğun dikkat ve konsantrasyonunu sağlayabileceği, görsel ve işitsel uyaranlardan etkilenmeden bölünmeden çalışabileceği, kendi malzemelerinin olduğu, ışık düzeyinin çalışmaya uygun olduğu, çalışma masasının sade ve belli bir düzende durduğu bir ortam ders çalışmak için elverişlidir. Eğer çocuğun kendi odası yoksa veya ders çalışmak için uygun değilse, çocuğun rahatça çalışabileceği bir mekan organize edilmelidir. Bu mekan örneğin mutfak masası, salondaki yemek masası veya herhangi bir odada çocuğumuz için düzenlenmiş bir masa olabilir. Tüm bu mekanlar için önemli olan; çocuğun ses ve dikkat dağıtıcı uyaranlardan uzak olması (televizyon, telefon, kapı, yüksek sesler, bilgisayar vb), çalışma masasının sade ve uyaranlardan arındırılmış olması ve mekanda ders çalışma sırasında kullanılacak materyallerin ve uygun ışık düzeyinin bulunmasıdır.  Çocuğun ders çalışması için uygun mekanı belirlerken çocuğun da fikrini alabilirsiniz ve uygun yeri birkaç deneme ile bulabilirsiniz.

Gereken materyallerin hazırlanması: Çocukların ödev yaparken ihtiyaç duyacağı defterler ve kitapların yanı sıra kurşun kalem, kırmızı kalem, silgi, kalemtraş, yapıştırıcı, makas, renkli kağıtlar, dosya kağıdı, şeffaf dosya, karton gibi malzemelerin belli bir düzende saklanması, ödev yaparken çalışmanın bölünmesini ve çocuğun bu malzemeleri ararken hem dikkatinin dağılmasını hem de zaman kaybetmesini engelleyecektir. Bu malzemeler eğer çocuğun odasında duruyorsa çocuk mutlaka yerlerini bilmeli, eğer kendi odasında çalışmıyorsa bu malzemeler bir sepette-kutuda durmalı ve ders çalışma mekanına taşınabilmelidir. Çocuklar ödeve başlarken neye ihtiyaçları olduğunu belirleyerek malzemelerini hazırlayabilir ve eksiklerini giderebilirler, böylece çalışma düzeni sekteye uğramadan devam eder.

Çalışma zaman dilimleri ile uygun çalışma programının hazırlanması: Günlük programı hazırlarken ders çalışmaya ayrılan zaman dilimini doğru bir şekilde planlamak çok önemlidir. Ders çalışma zamanını planlarken ilk ihtiyacımız olan; hangi derslerden ve kaç ödevimiz olduğudur. Ayrıca ertesi gün sınav olup olmadığı da ders çalışma sıralamasının belirlenmesi için önemli bir noktadır. Eğer sınav varsa önce ödevleri tamamlayıp sonra mı sınava çalışılacak, bunun sıraya konulması gerekir. Ödeve başlarken de hangi ödevlerin önce hangilerinin sonra yapılacağını planlayarak sıraya dizmek, hangi ödevin ne kadar süreceğini tahmini olarak belirleyerek ödevlere ayrılacak süreleri planlamak, eğer ödevler çok ve uzun ise mola zamanlarını belirlemek, ödevlerde gerekli materyalleri tekrar kontrol edip eksikleri tamamlamak gereklidir. Ödev yaparken, zor ödevlerden veya çocuğun zorlandığı derslerden başlamak yerine, çocuğun yapmayı daha çok sevdiği ve daha kolayca yaptığı derslerin ödevlerinden başlamak ve sonra zor veya uzun bir ödeve geçmek; çocuğun ödeve başlama ve ödev yapma istek ve motivasyonunu arttıracaktır. Zor veya yapmakta zorlandığı bir dersin ödevinden başlamak, çocuğun motivasyon düzeyini düşürebilir, çocuk ödevlere isteksiz yaklaşabilir, yapmayı reddedebilir, ödeve başlamayı sürekli erteleyebilir. Bazı çocuklar ise zor ve uzun ödevlerle başlayıp onları hemen bitirmeyi isteyebilmektedir. O nedenle hangi ödevden başlamak istediği ve ödevleri sıralama konularında çocuklara öncelikleri belirleme noktasında destek olmalı ve onlara da söz hakkı vermeliyiz. Ödevleri sıralama ve zaman dilimlerini planlama becerisinin gelişimi, zamanı kullanma becerisinin gelişimi için çok önemlidir. Küçük yaşlarda planlama becerilerini geliştirmek, ilerleyen zamanlarda daha da yoğun olarak kullanılacak bu becerinin temellerini atacaktır.

Ödev yapma konusunda anne-babalara öneriler:

• Ödevin ne olduğunu ve aslında amacının ne olduğunu çocuğumuza anlatmalıyız. Burada en önemli görev; anne, baba ve öğretmenlere düşmektedir. Ödevin pekiştirici ve eğitici önemini kavrayan çocuklar için ödev yapmak keyifli hale gelecektir.

• Günlük program ile çalışma programlarının hazırlanması noktasında çocuğunuza destek olmalısınız. Önceliklerin ve ihtiyaçların belirlenerek çocuğunuz için en uygun planın belirlenmesi noktasında çocuğunuza ışık tutarak yönlendirici ve destekleyici bir yol izlemeniz uygun olacaktır. Sizin desteğinizle kendi planını hazırlayan çocuğunuzun çalışma motivasyonu artacaktır.

• Çocuğunuzun yerine ödev yapmayın. Ödev yapma noktasında sadece destek olmanız, çocuğunuzun talebi doğrultusuna çalışma ortamında bulunmanız, sorduğu sorulara yönlendirici yanıtlar vermeniz ve çocuğunuzu düşünmeye teşvik etmeniz önemlidir. Unutmayın; ödevler çocukların iç disiplin kazanması ve kendi başına çalışabilme becerisinin gelişimi için verilmektedir.

• Aileler ödevlerini kontrolünü yapıp yapmama ve yanlışları düzeltip düzeltmeme noktalarında kararsızlıklar yaşayabilmektedirler. Bu noktada çocuğumuzun öğretmeni ile iletişim halinde olmak önemlidir. Ödevler günlük bilgilerin pekiştirilmesi için verilir, eğer çocuğumuz günlük bilgileri hatırlayamıyor ve ödevini yapamıyorsa bu konuyu öğretmeniniz ile paylaşmamız gereklidir. Anne-babalar ödevleri kontrol etme noktasında çocuklarını yönlendirici bir rol izleyebilirler, “Ödevini kontrol ettin mi? Bakalım gözümüzden kaçan bir şey olmuş mu?” gibi yönlendirmelerle çocukların ödevlerini kontrol etmeleri ve eğer varsa hatalarını düzeltmeleri sağlanabilir. Anne-babalar asla ödevlerdeki hataları düzeltmemelidir.

• Çocuklar ödevlerini yaptıkça bu durumu pekiştirerek beğenimizi dile getirmeliyiz. Aferin, süpersin, ödevini tamamladın, çok çaba sarf ettin.” gibi cümlelerle çocuğumuzun performansını olumlu cümlelerle pekiştirmeliyiz.

• Eğer çocuklarımız ödev yapmak istemiyorsa, bunun sebeplerini açıkça konuşmalıyız. Bazen çocukların ödev yapmak istememe sebebinin altında öğrenme ve dikkat alanında yaşadıkları zorlanmalar yatıyor olabilir. Bu sebeple bu isteksizlik noktasını hem çocuğumuzla hem de öğretmeni ile konuşarak sınıf içi durumu, derse katılımı ve ders süresindeki dinleme ve konsantrasyon becerileri ile ilgili bilgi sahibi olmalıyız.

• Ödevini yapamayan veya yanlış yapan çocuklara asla kızmamalı ve onları azarlamamalıyız. Elbette anne-baba olarak çocuklarımızın başarılı olmasını isteriz. Bu noktada ödevi niye yapamadığını veya niye yanlış yaptığını araştırıcı bir yol izleyerek çözmeye çalışmak, ilerleyen yıllarda karşılaşılabilecek sıkıntıları önleyecektir.

• Eğer çocuğumuz ödev ve ders konularında çok zorlanıyor, direnç gösteriyor, tüm çabalara rağmen yapmayı reddediyorsa, altta yatan farklı psikolojik etkenler olabilir. Bu noktada psikolojik ve akademik bir destek ve yönlendirme için bir uzman görüşü faydalı olacaktır.

• Ödev yapma ve okul başarısı elbette önemlidir. Ancak unutulmaması gereken en önemli nokta; ödev ve ders başarısı, hayat başarısı için tek başına yeterli değil, destekleyicidir. O nedenle çocuklarımız ders ve ödev noktalarında çaba sarf ederken, iç disiplin kazanmaya çalıştıklarını, kendi başına bir görevi tamamlama becerisini geliştirmeye çabaladıklarını, sorumluluk alma ve uygulama becerilerini gelişerek bireyselleştiklerini unutmayalım ve onları teşvik ederek destekleyelim.