tuğba gürçağ yarız
Karne
Karne, çocukların derslerdeki beceri ve gelişim düzeyleri ile genel okul yaşantıları hakkındaki bilgilerin aileler tarafından takip edilmesi amacı ile verilen bir araçtır. Her aile eğitim-öğretim yılının sonlanmasını ve çocuklarının karnesini görmeyi heyecanla bekler. Ancak bazen bu durum her çocuk için aynı heyecan ile beklenmeyebilir. Eğitim-öğretim yılı istediği kadar iyi geçmeyen ve hem kendisini hem ailesini “yeterince mutlu” etmeyecek sonuçlar getirecek olan çocuklar için bu süreç kaygılandırıcı ve pek de keyifli olmayan bir sürece dönüşebilmektedir.
Karneler, çocukların hangi alanda daha yetenekli olduğunu, hangi alana yönelik ilgisinin daha fazla olduğunu, hangi alanlarda gelişmeye ihtiyaç duyduğunu ve hangi alanlarda desteklenmeye ihtiyacı olduğunu göstermektedir. Bu noktada önemli olan anne-babanın karneye nasıl bir anlam yüklediğidir. Karneyi sadece bir “başarı” göstergesi olarak görmek, beklenenden düşük gelen notları beğenmemek, bu sebeple çocuklara kızmak, aşağılamak, beğenmediğimizi dile getirmek, çok iyi gelen karneleri maddi değeri yüksek hediyeler ile ödüllendirmek, sürekli övmek; karneye yüklenmesi gereken anlamı kaçırdığımızı gösterir. Karneyi, çocukların yıl içindeki gelişim ve çabalarını izlemek, desteklenmesi gereken yönleri fark etmek, yaz tatili için uygun yazlık planlar hazırlamak ve bir sonraki eğitim-öğretim yılına hazır oluş amacı ile kullanmak; aslında tüm ebeveynlerin karneye yüklemesi gereken amaçtır. Karneyi, bilgi ve beceri düzeylerini gösteren bir araç olarak görmek; tüm aile için daha uygun bir yaklaşım olacaktır.
Ya zayıfı varsa?
Tüm yıl boyunca emek harcayan, çalışan, çabalayan, ders dinleyen ve ödev yapan çocuklar, sene sonunda karnelerini almayı beklerler ancak bazı çocuklar beklediklerinin karşılığını alırken, bazıları için ise sonuç istenmeyen ve beklenmeyen şekilde karşılarına çıkabilmektedir. Bu durum çocuklar için üzücü, yıpratıcı ve utanç verici olabiliyor. Elbette bu noktada anne-babaların karneye yüklediği anlam ve verdikleri tepki, çocuğun duygusal durumunun şekillenmesine etki ediyor. Karneyi görüp beğenmeyen, çocuklarına bağıran, kızan, ceza veren, okuldan almakla tehdit eden, sınıf arkadaşları-komşu çocukları ile notları kıyaslayan anne-baba yaklaşımları, zaten karne sonucundan memnun olmayan çocuklar için daha da yıkıcı olmaktadır. Bu tarz agresif tepkiler, çocukların yaşadığı utanç duygusunun artmasına, anne-baba tarafından beğenilmeme ve değersiz görülme hislerinin artmasına, anne- babaya layık olamıyor olmanın yarattığı hayal kırıklığına ve yetersizlik hislerinin yoğunlaşmasına ve ebeveynlerini hiç memnun edemeyeceklerini düşünmelerine, anne-babalarına karşı agresifleşmelerine ve ilişkilerin bozulabilmesine sebep olabilmektedir. Bu noktada ebeveynler, karneye karşı ilk tepkilerini vermeden önce sakin olmalı, zaten çocuklarının bu durum ile ilgili hisleri olduğunu hatırlamalı, çocuklarının duygu ve fikirlerini sormalı, dinlemeli, daha sonra durum ile ilgili fikirlerini belirtmelidirler. Anne-babalar bu noktada, karnedeki beklenenden düşük gelen noktaları ele almalı ve konunun ana fikri; bu duruma sebep olan etkenlerin bulunması, önümüzdeki eğitim-öğretim yılına hazırlığın yaz döneminde nasıl yapılacağının planlanması ve yeni hedeflerin neler olması gerektiğinin belirlenmesi olmalıdır. Bu noktada hemen bağırmak, ceza vermek anlık sorun çözme yöntemleri gibi görünür ancak bu yöntemler çocuk-ebeveyn ilişkisine kalıcı zararlar verebilir. Kalıcı ve uygun çözümler üretmek için karşılıklı konuşmanın, duygulara ve fikirlere değer vermenin, neyin yanlış gittiğini tespit etmenin ve nasıl daha başarılı olunabileceği hakkında birlikte uygun yöntemler bulmanın, hem pedagojik anlamda gelişime hem de anne-baba-çocuk ilişkisine çok daha katkılı olacağı bilinmektedir.
Ödül ve Ceza
Birçok aile, çocuklarına karnelerinin başarılı gelmesi halinde istedikleri hediyelere kavuşacaklarının sözünü verirler. Elbette çocuklar çabaları karşısında takdir edilmeli ve ödüllendirilmelidir ancak burada önemli olan hediyenin maddi değerinin yüksek olmamasıdır. Hediyenin anlamı, çabanın takdir edilmesidir. Bu nedenle hediyede önemli olan çocuğun başarısının ödüllendirilmesi ve hediyenin işlevsel olmasıdır. Hediyenin çocuğun yaş, gelişim ve beceri düzeyine uygun olması en önemli kriterdir. Maddi hediyelerden daha da anlamlı ve pedagojik anlamda besleyici olanı, manevi yani sözel ödüllerin kullanımıdır. Çocuklar başarıları ve çabaları için sözel olarak takdir edilmeli ve beğenildiklerini ebeveynlerinden duymalıdırlar.
Ebeveynlerin karne sonrası atlamaması gereken bir diğer nokta ceza noktasıdır. Ceza vermek, hiçbir anlamda katkı sağlamayacağı gibi, çocukların pedagojik ve zihinsel anlamda örselenmeler yaşamasına, ders-ödev-okul-çalışma-başarı akademik gibi kavramlara yönelik olumsuz duygular ve bakış açıları geliştirmesine sebep olmaktadır. Ceza vermek yerine, başarıyı nelerin engellemiş olabileceğini konuşmak, o faktörleri ortadan kaldırmak için neler yapılabileceğini belirlemek, birlikte yeni çalışma hedef ve planları oluşturmak ve uygulamaya koymak; daha olumlu sonuçlar almanıza yardımcı olacaktır.
Bir Çalışma Planı Hazırlama
Tüm bu yaşantılar ışığında çocukların yaz dönemini hem eğlenerek, hem dinlenerek hem de akademik becerilerini geliştirerek keyif aldıkları bir zaman dilimi haline getirmek için bir plan yapmak gereklidir. Bu plan, hep birlikte yapılmalıdır. Herkes fikirlerini ve plana katkısı olacağını düşündüğü görüşlerini dile getirmelidir. Çocukların hangi dersler ve hangi beceri alanlarında desteğe ihtiyacı olduğu karnedeki durum ve öğretmen geribildirimleri doğrultusunda belirlenmeli ve bu alanları geliştirecek kaynaklar (kitap-test-bilgisayar çalışmaları vb.) tespit edilerek günün belirli saatlerinde yapılmak üzere bölüştürülerek, plan yazılı hale getirilmeli ve çocuğun odasında görünür bir yere asılmalıdır. Elbette planda sadece derslere yönelik hedefler olmamalıdır. Anne-baba ile oyun saati, gezme saati, sohbet saati, kitap okuma saati, top oynama saati vb. gibi ailece keyif alınan aktiviteler de bu planda yerlerini almalıdırlar. Bu noktada ebeveynler, çocukları motive ederek çalışma planını uygulamaya teşvik etmelidirler ve çocuklar uyguladıkça çabalarını takdir etiklerini ve beğenilerini dile getirmelidirler.
Anne-Babalar Neler Yapmalı?
• Karneye yüklenen anlama dikkat etmek: Anne-babalar karnenin çocuğun o yılki akademik durumunu gösteren bir belge olduğunu unutmamalıdır. Karneye yüklenecek anlam; çocukların hangi alanda ne düzey becerilere sahip olduğunun gösterildiği bir araç olduğudur.
• Ödül-ceza aracı olarak kullanmamak: Hem ebeveynler hem çocuklar, karneyi bir ödül aracı olarak görmemeli, ebeveynler karneden elde edilen bilgileri çocukların gelişimleri için kullanmayı unutmamalıdırlar. Ayrıca ceza, çocukların gelişimi için gayet olumsuz bir kavramdır bu sebeple ceza kullanmak yerine eksik kalan noktaları tespit edip gelişim amacı ile kullanmak, hem akademik hem pedagojik gelişim için çok önemlidir.
• Takdir etmeyi unutmamak: Çocuklar karne aldıkları zaman, notlar için değil, çabaları ve gayretleri ile sene boyunca harcadıkları emek için takdir edilmelidir. Ebeveyn olarak beğenimizi dile getirmek, çocukların benlik algısı ve özgüven gelişimine olumlu yönde katkıda bulunacaktır.
• Çocuklarımızı tanımak: Ebeveynler, çocuklarını çok iyi gözlemlemeli, hangi alanlarda daha yetenekli olduklarını, hangi alanlarda daha istekli olduklarını, hangi alanlarda desteklenmeye ihtiyaç duyduklarını bilmeli ve bu doğrultuda çocuklarının beceri gelişimini desteklemelidirler.
• Uygun beklentiler belirlemek: Çocuklarını iyi tanıyan anne-babalar, onların beceri ve gelişim düzeylerine uygun hedefler ve beklentiler belirlemelidir. Böylece hem çocukların hedeflere ulaşması daha rahat olacaktır, hem de anne-babalar ve çocuklar hayal kırıklığı yaşamadan hedefe ulaşmanın motive edici ve duygusal anlamda doyurucu keyfini yaşayacaktır.
• Yaz tatilini planlamak: Anne-babalar karnedeki beceri gelişim düzeylerine uygun olarak çocuklar ile birlikte zaman dilimleri ve aktiviteleri belirlenmiş bir yaz tatili planı hazırlayarak uygulamaya koymalı ve planın uygulanması için birbirlerini motive etmelidirler.
• Çocuklarımıza inandığımızı hissettirmek: Tüm bu noktalardan en önemlisi; çocuklarımıza ne olursa olsun onların yanında olduğumuzu hissettirmek, en zor olaylarda bile birbirimize destek olarak uygun çözüm yollarını bulabileceğimizi fark ettirmek ve her zaman onlara inandığımızı ve güvendiğimizi sıklıkla dile getirmek ve hissettirmektir.