tuğba gürçağ yarız


Her Yaşa Dsiplin

Disiplin, aslında çocukların doğumuyla birlikte hayatlarında yer etmeye başlayan bir kavramdır. Daha doğdukları anlardan itibaren beslenme, uyuma gibi temel gereksinimleri tutarlı olarak yetişkinler tarafından giderilen bebekler, yavaş yavaş disiplin kavramını öğrenmeye başlamaktadırlar. Peki ne demektir “Disiplin”?

Disiplin denince akla ilk gelen kelime genellikle “ceza”dır. Halbuki, disiplin kelimesi ile ceza kelimesi arasında aslında sanıldığı kadar güçlü bir bağlantı bulunmamaktadır. Disiplin, çocuklarımızın kuralları ve istenilen davranışları öğrenmesini sağlayarak, onlara iç denetim kazandırmak, bu sayede hem aile içinde hem de toplum içerisinde çocuklarımızın uyumlu bireyler olarak yaşamasını sağlamak anlamına gelmektedir. Disiplin çocuğun aslında doğumu ile birlikte yaşamaya başladığı bir süreç olarak ele alınabilir. Disiplin çocuk eğitiminin temel taşlarından biridir. Disiplindeki temel amaç; çocuğa istenilen davranışları öğreterek kendini kontrol edebilme ve kurallara uyma becerisini kazandırabilmektir. Çünkü her zaman çocuğumuzun yanında olarak onu “Bu doğru, bunu yapabilirsin.” ya da “Bu yanlış, bunu yapamazsın.” şeklinde yönlendirebilmemiz çok ta mümkün olmayacaktır. Bunu sıklıkla çocuğumuzun henüz bize bağımlı olduğu dönemde yani 0-3 yaş döneminde yapabiliriz. 3 yaşından sonra çocuğumuz bağımsızlığı kazanma yoluna girer, bir birey olma yolunda hızla ilerlemeye başlar, dış dünyayı tanımaya yönelir, yaşıtı çocuklar ile birlikte vakit geçirmek onun için çok önemli olmaya başlar yani sosyal gelişim hızla ilerler. Yaşayarak ve görerek öğrenmek ile davranışlarımızın sonuçları önem kazanmaya başlar. Burada önemli olan, çocuğumuza uygun olan davranışları ve kuralları öğretebilmek ve benimsetebilmektir. Bunun için ihtiyacımız olan temel anahtarlar; ‘sevgi ve güven’dir. Eğer çocuğumuza onu koşulsuz olarak sevdiğimizi ve güvendiğimizi hissettirebilirsek, onun disiplini ve kuralları öğrenerek benimsemesi daha kolay olacaktır.

Disiplini öğrenmek okul yıllarında başlamaz. Çocuğun kurallar ile karşılaştığı ilk yer okul değil ev ve aile ortamı olmalıdır. Temel alışkanlıkların kazanıldığı okul öncesi dönem, uyku, yemek, temizlik alışkanlıklarının yanı sıra temel disiplinin de edinilerek içselleştirilmesi adına en uygun dönemdir. Ev ortamında hiçbir kural ile karşılaşmayan, her istediğini istediği anda yapabilen ve her isteği anında yerine getirilen çocuk, okula başlaması ile birlikte büyük sıkıntılar ile karşılaşacaktır. Onun ve ebeveynlerinin kuralları koyduğu ev ortamının yerini, kuralları öğretmenlerin koyduğu bir okul ortamı; istediği gibi dağıttığı odasının yerini, her zaman düzenli olması gereken bir sınıf; istediği oyunu istediği an oynayabildiği zaman dilimlerinin yerini, sadece zil çaldığı zaman oyun oynayabileceği “teneffüsler” aldığı zaman, çocuğunuzun yaşadığı bocalama zaman içerisinde bir uyum problemine dönüşecektir. Bu sebeple aile olarak bizlere düşen görevler, çocuğumuza evimizin bazı kuralları olduğunu öğretmektir. Bu kuralları evinizin ortamına, sizin ve çocuğunuzun kişilik yapılarınıza, çocuğunuzun gelişim düzeyine ve beklentilerinize göre birlikte belirleyebilirsiniz. Ancak kuralların çocuğunuzun yaşına uygun olması çok önemlidir. Örneğin 3 yaşındaki çocuğunuz için oynadıktan sonra oyuncakları toplamak uygun bir kural olabilir. 5 yaşındaki çocuğunuz yemeğinizi masada hep birlikte yedikten sonra kendi tabağını mutfağa götürmeyi bir kural olarak öğrenebilir.

Peki bu kurallar kimler için geçerlidir? Çocuklar anne-babalarını gözlemleyerek öğrenirler. Anne-baba ne yaparsa çocuk için doğru olan odur. Çünkü çocuklar ebeveynlerini model alarak büyürler. Anne-babanın her davranışı, her yaşantısı, yaşadığı her duygu, verdiği her tepki çocuğun gözlemi altındadır. Yani biz nasıl davranırsak, çocuğumuz da aynen o davranışı sergileyecektir. Bu nedenle ebeveynlerin çocuklarına “model” olmaları çok önemlidir. Çocuğumuzdan sergilemesini istediğimiz bir davranışı eğer biz sergilemezsek, çocuğumuzun o davranışı sergilemesini beklemek ona yapılmış bir haksızlık olacaktır ve tabii ki çocuğumuz bu davranışı sergilemeyecektir. Bu nedenle kurallar sadece çocuklar için değil, yetişkinler için de geçerli olmalıdır. 

Çocuk disiplininde “model olmak” kadar önemli bir diğer nokta da “tutarlı” olmaktır. Tutarlı olmak demek, çocuğu yetiştiren anne ve babanın hemfikir olması ve uygulamalarda aynı şekilde davranması anlamına gelmektedir. Tutarlı olunduğu takdirde çocuk, doğru davranışları daha kolay ve hızlı bir şekilde öğrenecektir. Annesinin onay verdiği fakat babasının desteklemediği davranışlar ile karşılaşan çocuk bocalayacak, şaşıracak ve davranış edinimi gerçekleşemeyecektir. Bazı durumlarda çocuk bunu kendi çıkarları için kullanarak davranışını onaylayan ebeveyn ile aynı safta yer alabilir. Burada anne-babalara düşen görev, hem sözlü hem de davranışsal yaklaşımlarda tutarlı olup hem de kendi aralarında tutarlı olmalarıdır.

Yaşlara Göre Disiplin:

0-3 Yaş: Yaşamın ilk 3 yılında çocukların sahip olduklar temel psikolojik özellikler; anneye bağımlılık ve benmerkezcilik özellikleridir. Bu yaş grubundaki çocuklar, temel ihtiyaçlarının giderilmesi için onlara bakım veren kişilere, yani genellikle annelerine bağımlıdırlar. Bu bağımlılık özelliği nedeniyle annelerini hep yanlarında isterler ve neredeyse tüm ihtiyaçların giderilmesinde anneler başrolü oynamaktadır. Benmerkezcilik ise; isteklerin ertelenememesi, anında yerine getirilmesinin istenmesi, başkalarının da isteklerinin olabileceğinin fark edilememesi ve istenen her şeye ne şekilde olursa olsun anında sahip olabilme isteğidir. İşte tam bu noktada disiplinin önemi başlamaktadır. Eğer bebeğiniz o anda yerde duran oyuncağını alıp ağzına atmak istiyorsa, ancak bunu yapması tehlikeli ve yanlış ise, bu noktada ebeveynlere düşen görev; bu davranışın yapılamaz olduğunu bebeğe anlatmaktır. Bu tip davranışlar ve yaklaşımlar ile birlikte çocuklar bazı isteklerinin kabul edilmeyeceğini anlamaya başlarlar ve bu sayede disiplin anlayışı hayatlarına yerleşmeye başlar. Çocuklara disiplini öğretirken bir taraftan da kendine ve çevreye olan güvenini geliştirmek, koşulsuz olarak sevildiğini göstermek ve olumlu bir benlik algısı şekillendirmesine yardımcı olmak çok önemlidir. İlk 3 yaş için çocukların becerilerini geliştirmelerine fırsat vermek ve bu sayede hem çevre ile kontak kurmalarını sağlamak hem de deneyim kazanmalarına olanak yaratmak gerekmektedir. Çocukların yemeklerini döke saça da olsa yemelerine, yavaş da olsa kıyafetlerini giymelerine fırsat vermek; hem bu becerilerin gelişimine hem de temel alışkanlıkların oluşmasına yardımcı olacaktır. Becerilerin gelişimi ile birlikte yavaş yavaş ihtiyaçları giderme konusunda anneye olan bağımlılık azalmaya başlayacak ve çocuklar birey olma yolunda adımlar atarak ihtiyaçlarını kendi kendilerine giderebildiklerini gördükçe kendilerine olan güvenleri de artacaktır. Ebeveynler bu noktada çocuklarını pozitif yönde destekleyerek beceri geliştirme konusunda destekleyici olmalıdırlar. Bunun tam tersi durumlarda; yani anne-baba çocuğa hiç fırsat vermeden tüm ihtiyaçları kendileri giderdiklerinde, çocuk beceriyi tam olarak sergileyemediğinde kızdıklarında; çocuklar ebeveynlerine bağımlı olarak kalmayı sürdürürler ve bir görevi tamamlama, sorumluluk alma gibi durumlar ile karşılaşamadıklarından ilerleyen yıllarda aldıkları görevleri başaramayabilir, sorumluluklarını yerine getiremeyebilir ve konulan kurallara uymakta güçlük yaşayabilirler. Bu tarz durumlar 3 yaş civarında yuvaya başlayacak çocuklar için disiplin ve kurallara uyum ile ilgili problemlere sebep olabilmektedir. Bu nedenle aileler çocuklarına basit kurallara uymayı, paylaşımı ve yaşıtlar ile ilişki kurmayı; olumlu geribildirimler ile pekiştirmelidirler.

3-6 Yaş: 3 yaşını dolduran çocuklar artık birçok ihtiyaçlarını kendi başlarına gerçekleştirebilecek düzeyde beceri kazanımını sağlamışlardır. Benmerkezcilik özellikleri ve anneye bağımlılıkları artık azalmıştır. 3 yaş çocukları artık ev ortamının yanı sıra yaşıtları ile vakit geçirmeyi de çok önemserler. Bu yaş grubunda özellikle anne-babanın ve arkadaşların, çocuklar tarafından sürekli olarak gözlemlendiğini unutmamak gerekir. Bu yaşın disiplin açısından en önemli kavramı “model almak”tır. Burada yetişkinlere düşen en önemli görev; çocuktan sergilemesini bekledikleri davranışları, ona model olarak kendilerinin de sergilemesi ve çocuk bu davranışı sergilediğinde, ona olumlu geribildirim vererek bu davranışın pekişmesini sağlamaktır. 4 yaş civarında, sosyalleşme yuva ile birlikte daha da önem kazanmaktadır. Çocukların sosyal uyumlarını arttırmak ve kurala uyum becerisini geliştirmek, bu dönemde de çok önemlidir. Ancak bu yaş döneminde zorluk yaratabilecek bir nokta; çocukların artık daha da hareketli olmasından dolayı karşılaşılabilecek kazaların sayısında artış olabilmesidir. Bu kazaları engelleyebilmek için kurallara mutlak ihtiyaç duyulmaktadır. Kurallar sayesinde çocuklar hem nerede durmaları gerektiğini öğrenecek, hem otokontrol becerilerini geliştirecek hem de neyin yararlı, neyin kendileri için zararlı olduğunu tespit ederek disiplin uygulamalarına uyum sağlayabileceklerdir. 5 yaş çocukları artık iyice bağımsızlaşmış, neredeyse tüm ihtiyaçlarını yetişkin düzeyinde giderebilecek beceriye sahip hale gelmişlerdir. Çocuklara yaşlarına ve becerilerine uygun sorumluluklar vermek ve sorumluluklarını yerine getirdiklerinde onları ödüllendirmek önemlidir. 5 yaş çocukları sofranın kurulması, odalarının toplanması gibi konularda aktif sorumluluk alabilirler. Bunların yanı sıra; dişleri fırçalamak, belli bir saatte yatakta olmak gibi kurallar da temel disiplin anlayışının yerleşmesi için kullanılabilecek temel alışkanlıklara örnek olarak verilebilir. Bu yaşta çocukların yetenekli oldukları alanlar belirlenmeye başlar. Bu yeteneklere göre aktivitelere katılmak, bu aktivitelerin kurallarına, saat planlamalarına uymak, malzemelerini edinmek ve takip ederek sahip çıkmak, temel disiplin anlayışının yerleşmesinde işe yaramaktadır. 6 yaş çocukları, artık yavaş yavaş okula hazırlık çağına gelmektedirler. Psikolojik olarak iyice olgunlaşan 6 yaş çocuğu, hem anne-babası ile sohbet yürütebilecek hem de fikir alışverişinde bulunabilecek kadar olgundur; bir taraftan da anne-babasının sürdürmekte olduğu disiplin anlayışına ihtiyaç duymaktadır. Bu kurallar sayesinde çocuklar okul ortamında karşılaştıkları kurallara uyum sağlamakta güçlük çekmeyeceklerdir.

Anne-babalara Disiplin Önerileri:

*Kuralları çocuğunuza açıkça, kısa ve net bir şekilde ifade edin. Aklında bir soru işareti kalmasın.

*Çocuğunuza, göstermesini beklediğiniz davranışlar konusunda model olun.

*Kurallarınız çocuğunuzun yaşına ve gelişim düzeyine uygun olsun.

*Gerektiğinde esnek olun.

*Kurallara uyduğu zaman onu ödüllendirin. Ödüller maddi olmaktan çok manevi ödüller olmalıdır. Ona sarılın, onu öpün, saçlarını okşayın. Sözel pekiştireçleri de kullanarak onu motive edin.

*Davranışlarının sonuçlarını yaşamasına izin verin. Çocuklar en iyi yaşayarak öğrenirler.

*Çocuğunuzun disiplini ve kuralları öğreneceği yer evinizdir. Kuralları öğrenmesi için okula gitmesini beklemeyin. 

*Çocuğunuzu iyi gözlemleyin, onu iyi tanıyın. Gelişimini takip edin. Böylece ona en y-uygun kuralları belirlemek daha kolay olacaktır.

*Çocuğunuzdan ne beklediğinizi açıkça ifade edin. Olumsuz davranışı sergilediği zaman “Yapma” demek yerine yapmasını beklediğiniz davranışı ona anlatın.

*Çocuğunuza vakit ayırın. Birlikte eğlenceli şeyler yapın. Ona karşılıksız sevildiğini ve kabul edildiğini hissettirin.