tuğba gürçağ yarız


Tatilden Dönüş

Tatil Ne Demek?

Tatil; klasik anlamıyla gezmek, dinlenmek ve eğlenmek amacıyla seyahat etmek demektir. Tatil, yetişkinlerin iş; çocukların da okul yaşamına ara verme zamanıdır aslında. Bu arayı en kaliteli ve istediğimiz şekilde geçirmek hepimizin hedefidir. Bu nedenle yaz tatilimizi nerede, kimlerle ve nasıl geçirelim noktası önem kazanır ve büyük tatil planları yapılmaya başlanır. Çocuklar denize ve havuza girip su kaydıraklarından kayabilecekleri, anne-babalar ise hem dinlenip hem de gezip eğlenebilecekleri alternatifler üzerinden düşünerek kararlarını vermeye çalışırlar. Bu karar aşamasında tatilimizin kaç gün süreceği noktası da önemli bir karar noktasıdır. Tatil planları çalışan ebeveynlerin olduğu ailelerde genellikle bir hafta ile on gün civarındadır, çalışma yaşamı olmayan ailelerde ise tatil dönemleri daha uzun sürelerle planlanmaktadır. Gideceğimiz yere hangi ulaşım aracıyla gideceğimiz, bu ulaşım şeklinin bize zaman kaybettirip kaybettirmeyeceği, yol sonrası yorgun olup olmayacağımız gibi konular, tatile çıkış yolculuğu öncesi planlama için bize ışık tutar ve bu doğrultuda karar veririz.

Ve Tatil Başlar…

Tüm planlamalar, karar aşamaları ve hazırlıklar sonrasına tatilimiz başlar. Çocuklar için bütün bir eğitim-öğretim yılının, anne-babalar için ise yorucu bir iş-ev hayatı yılının yorgunluğunun atılacağı hayali ile tatil yerine varılır. Tatilde tüm yıl hayalini kurduğumuz her aktiviteyi gerçekleştirmek isteriz: denize-havuza girmek, güneşlenmek, turistik yerleri gezmek, yerel lezzetleri tatmak, alışveriş yapmak, eğlenmek…Aslında tüm bunların yanı sıra tatilde yapmamız gereken en önemli şeyi bazen unutabiliriz: dinlenmek…Tatilimiz sürecince tüm bunları yaparken hem zihinsel hem de bedensel olarak dinlenmeye vakit ayırmayı unutmamalıyız, çünkü tatile yüklenen anlam biraz da akışa “mola” vermektir. Tamamen gezme ve eğlenme temelli bir tatil, dinlenme amacını gerçekleştiremeyeceği için kişileri tatil dönüşünde bedensel yorgunluk ile karşı karşıya bırakabilir. Bu nedenle dinlenme ve eğlenme arası dengeyi iyi kurmamız çok önemlidir. Çünkü unutmamalıyız ki; bir sonraki tatilimiz tam bir sene sonra…

Peki tatilimizin içeriğinde bunların yanı sıra aslında en önemli olan özellik nedir? Elbette kış döneminde hayatın akışı nedeniyle ailemize, eşimize, çocuklarımıza belki de yeterince ayıramadığımız “zaman”. Tatil aslında ailece hep birlikte olacağımız, aklımızın sadece birbirimizde olacağı, iş ve okul ile ilgili noktaları kış dönemine göre çok az düşündüğümüz bir dönemdir. O nedenle aile içinde birebir iletişimi daha çok kuracağımız, daha çok sohbet edebileceğimiz, daha çok oyun oynayabileceğimiz yani “daha çok birlikte olabileceğimiz ve aile içi iletişimimizi arttırabileceğimiz” tatil dönemini verimli bir şekilde geçirmek aslında bizlerin elinde. Çünkü genel olarak kış dönemi bunları pek yapamadığımız, iş ve okul yaşantımıza ve bu alanlardaki sorumluluklarımıza daha fazla vakit ayırmak zorunda kaldığımız, temposu yoğun olan bir dönemdir. Yaz dönemi ise kış dönemine yeterince vakit ayıramadıklarımız için bir fırsat dönemi olarak düşünülebilmektedir. 

Tatil döneminde anne-babaların en çok aklına takılan sorulardan biri; tüm bu gezme-eğlenme-dinlenme teması içinde çocuklarımıza ne kadar ders çalıştırmalıyız ve onları ne kadar zorlamalıyız? sorusudur. Elbette tatil dinlenme dönemdir, ancak dinlenirken tüm kurallarımız ve sınırlarımızı, disipline dair ev ortamı için oluşturduğumuz noktaları ortadan kaldırmamız gerekmez. Kuralları esnetebilir veya tatile uygun bir formatta güncelleyerek hayata geçirebiliriz. Örneğin kış sezonunda 22.00 olan yatma saatleri yaz dönemi için 23.00 olarak güncellenebilir veya günlük 2 saat olan ders çalışma süresi azaltılabilir. Bu değişiklikler için çocukların fikrini almak, onların tatil dönemi için nasıl bir planları olduğunu sormak bize de güncellemeler için yol gösterebilir. Ödev yapma ve ders çalışma noktası için belli bir günlük plan çıkarmak, hem ebeveynleri hem de çocukları rahatlatacak bir sistemdir. Hem anne-baba hem de çocuklar hangi zaman diliminde ne yapacaklarını bilir ve bu sayede kendilerini hazırlamış olurlar. Bu plan sadece yaz dönemi veya sadece ödevler için değil, her zaman ve her aktivite için uygulanabilecek bir yöntemdir. Örneğin; sabah kahvaltısı sonrası bir saatlik bir ödev yapma ve-veya test çözme süresi, akşam da yatmadan önce 30 dakikalık bir kitap okuma süresini günlük olarak uygulayabiliriz. Bu plandaki zaman dilimini ailece hep birlikte belirleyebilirsiniz, hatta kitap okuma saatini hep birlikte gerçekleştirebilirsiniz. Bu hem sizin çocuklarınıza model olmanızı, hem de bir zaman dilimini, sessizce de olsa, birlikte geçirmenizi sağlayacaktır.  Bu tarz günlük planlar, çocukların tatil dönüşü okula adapte olma sürecinde zorlanmalarını da hafifletecektir. Tamamen kuralsız ve zaman kontrolü olmayan bir tatil dönüşünde çocuklar okula ve derslere, ödev yapmaya adapte olmakta sıkıntı yaşayabilir ve çocukların akademik konulara yönelik motivasyon düzeylerini arttırmak biraz zorlayıcı olabilir. Bu nedenle her tatil dönemine mutlaka okul ile ilgili konuları (yıllık tekrar ve ödevleri) serpiştirmek gereklidir. Ancak burada ebeveynlerin unutmaması gereken en önemli nokta; kış döneminde sürekli üzerinde konuştuğumuz okul başarısı, sınav ve ödev konularının tatil dönemimizi de gereğinden fazla yönlendirmesine izin vermemektir. Okul temelli konuların ve bu konular ile ilgili kaygıların kış döneminde yeterince yoğun olarak yaşandığını düşünürsek, yaz dönemini sadece destekleyici bir dönem olarak düşünmek, başarısızlıklar ve-veya yapılmayanlar hakkında olumsuz geribildirimler vermek yerine neyi nasıl yaparsak daha başarılı olunabileceğini konuşmak ve yeni sezon hedeflerini belirlemek yeterli olacaktır.

Tatil Sona Ererken.... 

Tüm yıl boyunca hayalini kurduğumuz, tüm planlarımızı gerçekleştirmek istediğimiz tatilimiz pek istemesek de sonlanacak ve “rutin” hayatımıza, iş ve okul yaşantılarımıza geri döneceğiz. Sorumluluklarımızın biraz da olsa azaldığı, günlük yaşamımızda karşılaştığımız problemlerin daha az miktarda olduğu, birçok olayın belki de canımızı daha az sıkabildiği bu keyifli tatil dönemi sonlandığında ve başladığımız noktaya geri döndüğümüzde hem çok mutlu hem de biraz buruk bir duygulanım içinde olabiliriz. Çok zevkli geçen bir zaman dilimi bizi mutlu etmiş olsa da bu zaman diliminin sonlanmış olması bizi biraz durgunlaştırabilir. Günlük yaşantımıza ve sorumluluklarımıza geri dönmek, iş ve okul hayatımıza başlamak ve tüm bu süreçlere yeniden adapte olabilmek başlangıçta bizi biraz da olsa zorlayabilir. İstediğimiz her şeyi belli zorunluluk ve kurallara bağlı olmadan yaptığımız tatil dönemi sonrasında; tamamen kuralların olduğu, görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmemiz gereken iş hayatımıza ve sınavların, ödevlerin olduğu okul yaşantımıza yani günlük hayatımıza, günlük akışımıza yeniden adapte olmak için aslında ilk yapmamız gereken tatile fazla yüksek beklentiler ile çıkmamak ve çok anlam yüklememeye dikkat etmektir. “Tatil süper geçecek, her yeri gezeceğim.” gibi fazla hedef koymak ve bu hedeflerin hepsine ulaşmaya çalışmak, hayatın her alanında olduğu gibi tatil döneminde de bizi hem zihinsel  hem bedensel hem de psikolojik olarak yorabilir. Ancak bu yorgunluk, bizi tatilin asıl amaçlarından olan dinlenme noktasından uzaklaştıracağı için az ve verimli hedefler ile tatile çıkmak daha doğru olacaktır. Böylece tatilden her anlamda “yorgun” değil isteklerimizi gerçekleştirmiş olarak ve yüksek bir motivasyon düzeyiyle dönebiliriz.  
Günlük yaşantımıza ve görevlerimize geri dönerken, yetişkinler olarak yapmamız gereken, öncelikle tatil dönüşünde bu görev ve sorumluluklar ile karşılaşacağımızı unutmamaktır. Onları tamamen yok saymak, tatil dönüşü bizi içinden çıkılması zor bir kaosa ve olumsuz duygulara sürükleyebilir. Bu nedenle bu zorunlulukları tatil döneminde de aklımızın bir köşesinde tutmalıyız. Bu görevleri yerine getirme zamanı geldiğinde; önce görevleri önceliğine ve aciliyetine göre sıralayıp sonrasında bizi çok zorlamayarak iş motivasyonumuzu arttıracağını düşündüğümüz görevler ile iş ve ev hayatımıza geri dönüş yapabiliriz. Sonrasında adaptasyonumuz arttıkça daha zorlayıcı görevlere geçiş yapabiliriz.

Yetişkinler gibi çocuklar da tatil dönüşünde akademik konulara adapte olma noktasında sıkıntı yaşayabilirler. Hem yetişkinler hem de çocuklar için tatil dönüşünde dikkat etmemiz gereken en önemli noktalardan biri de;  işe veya okula başlayacağımız günün sabahında ya da bir önceki akşam tatilden dönmek yerine bir-iki gün önce dönüş yaparak günlük hayatımıza adapte olabilmektir. Bu sayede normal akışımıza geçerek iş veya okul yaşantımıza “tatil havası”ndan çıkarak daha hızlı adapte olabiliriz.

Özetle….

• Tatil planımızı tüm aile bir araya gelerek, herkesin isteklerini önemseyerek yapalım.
• Tatil dönemini aile içi iletişimimizi arttıracak, hep birlikte keyif alacağımız, fikir alışverişinde bulunabileceğimiz, duygularımız hakkında konuşabileceğimiz bir zaman dilimi olarak planlayalım.
• Tatil dönemiyle ilgili beklenti ve hedeflerimizi gerçekçi bir şekilde düzenleyelim. Hayata geçiremediğimiz noktalar için sonrasında hayal kırıklığı yaşamayı bu şekilde engelleyebiliriz.  
• Tatil döneminde çocuklarımızı akademik anlamda zorlamayalım ancak tamamen boş bırakmayalım, dersler ve kitap okuma konularına günlük hayatımızda mutlaka birlikte belirlediğiniz belli bir düzende yer verelim.
• Ev ortamımızdaki kural ve sınırlarımızı tatil dönemi için biraz esnetebiliriz ama mutlaka hayatımızda olsunlar.
• Tatil dönüşünü iş ve okul başlangıcından bir-iki gün önce yapalım ki adaptasyonumuz daha kolay olsun.
• Rutin yaşantımıza döndüğümüzde gerçekleştireceğimiz görev ve sorumlulukları planlayarak hangi sırada hayata geçireceğimize karar verelim. Zorlayıcı görevler yerine keyifli olanlar ile başlamak, işe ve ev hayatına adapte olmamıza yardımcı olacaktır.